21 Ekim 2012

Honda Fury - En Zoru, En Basiti Yapmaktır




Modellenmiş gibi ya da oyuncak bir motor gibi duruyor değil mi?

İşte bu, tam da aradıkları şeylerden biriydi cruiser kullanıcılarının; basitlik.

2009'un Mayıs'ında bayiilerdeki yerini aldığında, hepimiz şunu gördük: Konfordan, estetikten ödün vermeden yapılabilecek en iyi tasarımlardan birini yapmıştı Honda.

Bir insan başını çevirip bu motora da bakmayacaksa, zaten hiç birine kolay kolay bakmazdı.

38 derecelik rake açısı, 9 kollu 21" ön lastiği, 20 cm üzerine basan arka lastiği, 1800 mm'lik wheelbase'i ile ön kısımda hidrolik hortumu dışında bağırsaklarını göstermemesi, Fury'i en çekici kılan özelliklerden sadece bazıları.

Motor bloğunda kullanılan parlak malzeme miktarı çok iyi ayarlanmış... %100 parlak. Kolay kolay hiç bir motorda böyle güzel görünmeyecekken, basit bir tasarımın içinde böylesine yedirilmiş olması, Honda'nın bu işin de altından gayet güzel kalktığını gösteriyor.

Cruiser kullanıcıları bilirler, gri renk risklidir. Bir anda bütün motor bloğunuzun ihtişamını alıp götürebilir. Fakat gri renk seçeneğinde bile bu motor, ortasındaki 1300cc'lik "V" harfini gözünüze sokmayı başarıyor.


Genellikle, bu sınıf motorlarda bir çok plastik parça nikelajsız-kromajsız gelir. Motor piyasaya çıktıktan sonra da bir çok firma (highway hawk, küryakyn, vs..) bu motorlar için tam uyumlu custom parça üretir. Şimdi, Fury'e baktığımızda motor bloğunun arkasındaki yan kapağının, çok bir estetik egzozunun, şasisinin, hatta selesinin bile custom işlerle boğulmasına hiç gerek yok. Honda bizim yerimize bunların hepsini yapmış.

Farının duruş açısı ve büyüklüğü iyi hesaplanmış. Zaten bütün sigortaların ve kablo bağlantılarının toplandığı yer de bu farın içi. Başka motorlarda da kullanılan ve bilinen bu yöntemi, sade bir tasarım yaratmak için çok güzel kullanmış Fury.

Ön silindirle, depo ve boyun arasında kalan boşluk çok yakışıyor ve geniş rake açısını daha çok ortaya çıkartıyor. Fury'nin saklayacağı hiç bir şey yok tasarımına ilişkin. Her şeyi ortada bir motor.

Görüntü açısından çok büyük estetik yenilikler sunsa da, ön ve arka çamurluğun plastik olmasını Honda'ya yakıştıramadım. Bu güzellikte bir tasarım sahibi olup, görüntüsünde özelleştirme yapmak istediğinizde plastik çamurluklarla karşılaşmak bir parça hayal kırıklığı yaratabilecektir.

Sonuç olarak, görüntü açısından, Honda çok büyük bir risk alarak, Japon üreticiler arasında ilk kez seri üretim chopper yapma cesaretini gösterdi. Kaldı ki orta ve orta üst cruiser pazar lideriyken yaptı bunu. Evet, motoruyla büyük bir yeniliğe imza atmıyor fakat görüntüsüyle kesinlikle modanın yönünü değiştireceğe benziyor.



Peki bu iki tekerlekli lokomotifin motoru nasıl?

Öncelikle şaftlı aktarım yapıyor Fury. Fakat şöyle bir durum var, Arkada 200mm taban ölçüsünde, 18'' jantlara oturan küçük bir dev havasındaki tekerle, önde 21''lik 38 derece rake açısıyla yere basan ve belki de en önemlisi 4'' lik bir hareket kabiliyetine sahip ön süspansiyonlara bağlanmış ön tekeri hem yolda tutacak çekişi sağlamak, hem de sürüş kabiliyetini maksimumda tutmak oldukça zor.

Maksimum gücü olan 57 beygiri 4.250 devir civarında üretirken, 2.250 devirde 107 newton metrelik bir tork sağlıyor. Bu da 1300cc silindir hacmine sahip bir motor için kesinlikle yeterli değerler. Sonuçta amerikalılardan daha amerikan bir motosiklet, Japon Fury.

Motoruna çamur atabileceğimiz tek nokta kayış yerine şaft kullanıyor olması. Her ne kadar estetik dursa da, arka kısımdaki yüksek ağırlığın, böyle bir chopperda sürüş kalitesini etkileyeceği aşikar.




Peki, bu kadar güzel anlatıyoruz da, Fury yolda nasıl? Neler hissettiriyor?





Hissettirdiği şey, kesinlikle amerikan bir chopper hissi. Rakipleri ve sınıfdaşlarından daha düşük bir sele yüksekliği, durduğunuzda yerinizi daraltsa da, ince tasarlanmış deposu sürüş esnasında bacaklarınız için çok rahat bir kavrama sağlıyor.

Düşük selesi ve yüksek ön maşası sayesinde hem alçak, hem de büyük bir motor Fury. Fakat bunların hepsinin bir bedeli var elbette. Düşük manevra kabiliyeti bunların en başında geliyor. Çift şeritte 'U' dönüşü yapmakta zorlanıyor. Şaftlı aktarmanın da etkisiyle, belki de gereksiz bir ağırlaşma hissettiriyor.

Sürücü ve yolcu selesi çok güzel tasarlanmış olmasına karşılık dar yapısıyla uzun yollarda uyuşma yaratabilir. Selenin üstündeki işleme ise gerçekten çok hoş bir detay, söylemeden geçmeyelim.





Panik fren esnasında dikkat edilmesi gereken bir motosiklet. Temkinli olmakta yarar var. Bahsettiğimiz üzere 4''lik hareket kabiliyetindeki süspansiyon ve geniş rake açısı sebebiyle, bir daha hatırlatalım, frenaja dikkat.



Toparlayacak olursak, Fury olmuş.

Honda'nın tasarımları, racing ve touring'de yıllardır Japon üreticiler arasında hep bir adım öndedir fakat cruiser-chopper kategorisinde, zamanında Kawasaki VN800'ün yakaladığı 'American Chopper' başarısının üstüne çıkacak gibi duruyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder