Elvis Rice's: Rat Bikes - O Kadar Çirkin ki, Çok Güzel!!!

Seneler 1979'u gösterdiğinde öyle bir film çıkmıştı ki piyasaya, tüm dünyada getirdiği ses bir kenara, bir grup insan için çok daha fazla şey ifade ediyordu.

Mad Max.

Mel Gibson'ın oynadığı bu yapım, öyle bir dünya yaratıyordu ki, insanlık çığrından çıkmış ve her şey ölüm kalım üzerineydi. Yaratılan dünyada, bir çok detay çok şık ve çiğ bir şekilde dile getiriliyordu. Eh, böyle bir dünyada kullanılacak araçlarda unutulmamıştı elbette.

Dediğim gibi, bir grup insan bu filmi çok daha farklı gözle izlediler. Bunlar, Rat Bike sahiplerinden başkaları değillerdi..

...

Mad Max'e tekrar döneceğiz. Öncelikle biraz geçmişe gidelim...

Rat bike modasının ne zaman başladığı ile ilgili kesin bir kayıt yok. İsmini kimin verdiği konusundaki genel inanış, bu ismi Easyriders dergisinin 1980 Eylül sayısında aldığı yönünde. 80'lerin sonunda iyice bilinmeye başlayan rat bike'lar, 90'larda, motosiklet dünyasında iyice meşhur olmaya başlamıştı.

Peki bu rat bike nedir? Nasıl rat bike olur?

Pek bir şey yapmanıza gerek yok aslında. Bir motosiklete binersiniz ve gidersiniz. Parçası mı kırıldı? Bulabildiğiniz en iyi ve en ucuz parçayı takar, yolunuza devam edersiniz. Bakımını yaparsınız, yol üstünde kalırsınız. Tek ve yegane amaç budur. Temizlik, konfor, gösteriş, vs.. Bunların hiç biri önemli değildir. Tek bir amaç vardır: Yol alabilmek, yolda kalabilmek.

Bu motorların tiplerine bakıp da sakın aldanmayın. Hiç biri atıl, kullanılmayan veya bozuk değil. Muhtemelen bir çoğumuzun kat be kat fazlası yol yapmış ve yapmaya devam edecek motorlar.

İkinci ve aslında ilkinden daha ilginç bir mevzu var şimdi.

Survival Bikes...

Yukarıda bahsettiğimiz gibi, Mad Max 1979'da ciddi bir seyirci kitlesine ulaşmış ve rat bike sevenlerin dikkatini çekmişti. Çünkü filmde kullanılan motorlar kendilerininkine çok benziyordu. Evet, tamamen aynı değildi. Farklı olan tarafı, özel bir amaca hizmet edecek şekilde işlevsellik kazandırılmış olmasıydı:

Hayatta kalmak!

...

Kasım 1983'te yayın hayatına başlayan ve hala sürdüren Back Street Heroes dergisi, nihayet bir terimle çıkagelmişti. "Survival Bike". O zamanlar bu ismi keşfeden yazara, böyle 'catchy' bir ismi dünyaya hediye ettiği için teşekkür etmek gerekir sanırım.

Hayatta kalma mücadelesinin hiç durmadığı bir dünyada, elbette kullanılacak en avantajlı araçlardan biri motosiklet olacaktı kuşkusuz. Felaket senaryolarıyla dolu bir edebiyat, sinema ve tarih bilgisinden sonra, bunların gerçekten varolabileceğine inanan insan sayısı hiç de az değildi. Bu senaryolar, büyük kıtlıklardan sel felaketlerine, zombi istilasından uzaylı saldırılarına, savaşlardan salgın hastalıklara kadar bir çok konuyu içeriyordu.

İnsan bazen düşünmeden edemiyor. Böyle bir dünyada ben hayatta kalabilir miydim diye? Bunu okuyan motorcu arkadaşlarıma selamlar, eminim hepiniz böyle bir senaryoda motorunuzla hayatta kalabileceğinizi düşünüyorsunuz şu anda.

Haksız da sayılmazsınız.

Neden mi?

* Benzin bulmak güç olacağı için, az yakan bir araç olması avantajlı. Kolay bir kaç modifiyeden sonra depo hacminiz 2-3 katına da çıkabilir. Hatta motorunuza kaç bidon veya kaç litre yakıt ekleyebileceğinizi siz hayal edin.

* Engebeleri kolaylıkla aşabileceksiniz, sıkışma tehlikeniz çok az. Çıkmaz sokak mı? Sizin için hep bir çıkış yolu var.

* Acil durumlarda çok daha hızlısınız.

* Dört tekerlekliler peşinize mi takıldı? Yoldan çıkın. Hemen kenarda gördüğünüz ormana veya toprak tepeliğe girersiniz.